Türkiye'nin Bankası 2015 Faaliyet Raporu - page 103

Türkiye İş Bankası A.Ş.
31.12.2015 Tarihli Konsolide Olmayan Finansal Rapor
103
Finansal Bilgiler ve Risk Yönetimi
Faaliyet kiralaması geliştirme maliyetleri faydalanma süresi dikkate alınarak eşit tutarlarla itfa edilir. Ancak her durumda faydalanma süresi kiralama süresini geçemez. Kira süresinin belli
olmaması veya 5 yıldan uzun olması durumunda itfa süresi 5 yıl olarak kabul edilir.
Maddi duran varlıkların elden çıkartılması ya da bir maddi duran varlığın hizmetten alınması sonucu oluşan satış hasılatı ile varlığın defter değeri arasındaki fark gelir tablosuna dahil edilir.
Maddi duran varlıklara yapılan normal bakım ve onarım harcamaları gider olarak muhasebeleştirilmektedir.
Maddi duran varlıklar üzerinde rehin, ipotek ve benzeri herhangi bir takyidat bulunmamaktadır.
Maddi duran varlıkların amortismanında kullanılan oranlar ve tahmin edilen faydalı ömürleri aşağıdaki gibidir:
Tahmini Ekonomik Ömür (Yıl)
Amortisman Oranı
Binalar
4-50
% 2 - % 25
Kasalar
2-50
% 2 - % 50
Diğer Menkuller
2-25
%4 - % 50
Finansal Kiralama Yoluyla Alınan Menkuller
4-5
% 20 - % 25
XIV. Kiralama İşlemlerine İlişkin Açıklamalar
Finansal kiralama yoluyla edinilen aktifler, gerçeğe uygun değerleri ile kira ödemelerinin iskonto edilmiş değerlerinin düşük olanı üzerinden aktifleştirilmekte, kira bedelleri toplamı
pasifte yükümlülük olarak kaydedilirken içerdikleri faiz tutarları ertelenmiş faiz gideri olarak muhasebeleştirilmektedir. Finansal kiralama ödemeleri, finansman gideri ve finansal kiralama
yükümlülüğündeki azalışı sağlayan anapara ödemesi olarak ayrılır ve böylelikle borcun geri kalan anapara bakiyesi üzerinden sabit bir oranda faiz hesaplanmasını sağlar. Finansal giderler,
Banka’nın genel borçlanma politikası kapsamında gelir tablosuna kaydedilir. Kiralama konusu varlıklar “Maddi Duran Varlıklar” hesabının altında izlenmekte ve doğrusal amortisman
yöntemine göre amortismana tabi tutulmaktadır.
Banka “kiralayan” sıfatıyla finansal kiralama işlemleri gerçekleştirmemektedir.
Faaliyet kiralamasına ilişkin işlemler ilgili sözleşme hükümleri doğrultusunda ve tahakkuk esasına göre muhasebeleştirilmektedir.
XV. Karşılıklar ve Koşullu Yükümlülüklere İlişkin Açıklamalar
Raporlama dönemi sonu itibarıyla, mevcut bir yükümlülüğün var olması ihtimalinin böyle bir yükümlülüğün var olmaması ihtimalinden fazla olması durumunda finansal tablolarda karşılık
ayrılmaktadır. Raporlama dönemi sonu itibarıyla, mevcut bir yükümlülüğün var olmama ihtimalinin böyle bir yükümlülüğün var olması ihtimalinden fazla olması durumunda ise ekonomik
fayda içeren kaynakların çıkış ihtimali düşük olmadıkça, koşullu borçlara ilişkin açıklamalara dipnotlarda yer verilmektedir.
Geçmiş olaylardan kaynaklanan mevcut bir yükümlülüğün bulunması, yükümlülüğün yerine getirilmesi için ekonomik fayda içeren kaynak çıkışının muhtemel olması ve söz konusu
yükümlülük tutarının güvenilir bir şekilde tahmin edilebilir olması durumunda finansal tablolarda karşılık ayrılır.
Karşılık olarak ayrılan tutar, yükümlülüğe ilişkin risk ve belirsizlikler göz önünde bulundurularak, bilanço tarihi itibarıyla yükümlülüğün yerine getirilmesi için yapılacak harcamanın en
güvenilir şekilde tahmin edilmesi yoluyla hesaplanır.
Karşılığın, mevcut yükümlülüğün karşılanması için gerekli tahmini nakit akımlarının kullanılarak ölçülmesi durumunda söz konusu karşılığın defter değeri, ilgili nakit akımlarının bugünkü
değerine eşittir.
Yükümlülüğün yerine getirilmesi için kaynak çıkışı ihtimalinin bulunmadığı ve yükümlülük tutarının yeterince güvenilir bir şekilde ölçülemediği durumlarda yükümlülük “Koşullu
Yükümlülük” olarak kabul edilmekte ve bu konuda dipnotlarda bilgi verilmektedir.
XVI. Koşullu Varlıklara İlişkin Açıklamalar
Koşullu varlıklar, genellikle ekonomik yararların Banka’ya giriş olasılığını doğuran, planlanmamış veya diğer beklenmeyen olaylardan oluşmaktadır. Koşullu varlıkların finansal tablolarda
gösterilmeleri, hiçbir zaman elde edilemeyecek bir gelirin muhasebeleştirilmesi sonucunu doğurabileceğinden, sözü edilen varlıklara finansal tablolarda yer verilmemekte, öte yandan bu
varlıkların ekonomik faydalarının Banka’ya girişleri olası ise, finansal tablo dipnotlarında bu konuda açıklama yapılmaktadır. Bununla birlikte, koşullu varlıklarla ilgili gelişmeler sürekli olarak
değerlendirmeye tabi tutularak, ekonomik faydanın Banka’ya girmesinin neredeyse kesin hale gelmesi durumunda ilgili varlık ve buna ilişkin gelir, değişikliğin oluştuğu dönemin finansal
tablolarına yansıtılmaktadır.
XVII. Çalışanların Haklarına İlişkin Yükümlülüklere İlişkin Açıklamalar
1.Kıdem Tazminatı ve İzin Hakları
Banka, ilgili mevzuat ve toplu iş sözleşmeleri uyarınca, emekli olan, vefat eden, askerlik hizmeti nedeniyle işten ayrılan, ilgili mevzuatta belirtilen şekilde iş ilişkisine son verilen personeli
ile evlenmelerini müteakip bir yıl içinde kendi arzusu ile işten ayrılan bayan çalışanlarına kıdem tazminatı ödemekle yükümlüdür. Banka, “TMS 19-Çalışanlara Sağlanan Faydalar” hükümleri
çerçevesinde kıdem tazminatına ilişkin gelecekteki muhtemel yükümlülüğün bugünkü değerinin tahmin edilmesi suretiyle karşılık kaydı gerçekleştirmektedir. Oluşan aktüeryal kayıp ve
kazançlar, TMS 19 standardı uyarınca özkaynaklar altında muhasebeleştirilmektedir. Kıdem tazminatı yükümlülüğü yanında Banka, kullanılmamış izinler için de karşılık ayırmaktadır.
2.Emeklilik Hakları
Banka çalışanlarının üyesi bulunduğu Türkiye İş Bankası A.Ş. Mensupları Emekli Sandığı Vakfı, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun geçici 20. maddesine göre kurulmuştur. Sosyal
Sigortalar Kanunu kapsamında kurulmuş olan banka sandıklarının, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun geçici 23. maddesi ile kanunun yayımını izleyen 3 yıl içinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na
devredilmesi öngörülmüş, bu kapsamda 30.11.2006 tarih ve 2006/11345 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’yla da devre ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir. Buna karşılık, devre ilişkin ilgili
kanun maddesi, Cumhurbaşkanı tarafından 02.11.2005 tarihinde yapılan başvuruya istinaden Anayasa Mahkemesi’nin 31.03.2007 tarih ve 26479 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan
22.03.2007 tarih ve E.2005/39, K.2007/33 sayılı kararı ile iptal edilmiş ve yürürlüğü kararın yayım tarihinden itibaren durdurulmuştur.
Bankacılık Kanunu’nun geçici 23. maddesinin iptaline ilişkin gerekçeli kararın Anayasa Mahkemesi tarafından 15.12.2007 tarih ve 26731 sayılı Resmi Gazete’de açıklanmasını takiben
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) yeni yasal düzenlemelerin tesisi yönünde çalışmaya başlamış ve TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilmesinin ardından, 08.05.2008 tarih ve
26870 sayılı Resmi Gazete’de 5754 sayılı “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”
yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Yeni kanun ile banka sandıklarının iştirakçileri ve aylık veya gelir bağlanmış olanlar ve bunların hak sahiplerinin herhangi bir işleme gerek kalmaksızın ilgili
maddenin yayım tarihinden itibaren üç yıl içinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na devredilmesi ve bu Kanun kapsamına alınması, üç yıllık devir süresinin Bakanlar Kurulu kararı ile en fazla iki yıl
uzatılabileceği hüküm altına alınmış, 09.04.2011 tarih ve 27900 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 14.03.2011 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile de bahse konu devir süresi iki yıl uzatılmıştı.
Bununla birlikte, 08.03.2012 tarih ve 28227 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6283 sayılı “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”
ile devir süresinin uzatımına ilişkin iki yıllık süre dört yıla çıkarılmıştır. Bahse konu devir süresi, 03.05.2013 tarih, 28636 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08.04.2013 tarihli Bakanlar
Kurulu Kararı ile bir yıl uzatılmış iken, bu defa, 30.04.2014 tarih, 28987 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 24.02.2014 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile bir yıl daha uzatılmıştır. Öte yandan,
23.04.2015 tarih ve 29335 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6645 sayılı “İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun” ile 5510 sayılı kanunun geçici 20. maddesi değiştirilerek devir tarihini saptama yetkisi Bakanlar Kurulu’na bırakılmıştır.
Diğer yandan, 19.06.2008 tarihinde kanunun devir hükümlerini içeren geçici 20. maddesinin birinci fıkrasının da arasında yer aldığı bazı maddelerinin iptali ve yürürlüğün durdurulması
istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne Cumhuriyet Halk Partisi tarafından yapılan başvuru, adı geçen mahkemenin 30.03.2011 tarihli toplantısında alınan karar doğrultusunda reddedilmiştir.
I...,93,94,95,96,97,98,99,100,101,102 104,105,106,107,108,109,110,111,112,113,...IV
Powered by FlippingBook