10 İş Bankası
2015 Faaliyet Raporu
Değerli paydaşlarımız,
2015 yılı küresel ekonomiye ilişkin
soru işaretlerinin arttığı bir yıl olarak
anımsanacaktır.
Başta Çin olmak üzere gelişmekte olan
ekonomilerin ivme kaybetmesi, emtia
fiyatlarındaki düşüşün emtia üreticisi
ülkeleri olumsuz etkilemesi gibi gelişmeler
nedeniyle küresel ekonomi 2015’te görece
zayıf bir büyüme performansı sergilemiştir.
ABD Merkez Bankası (Fed) dokuz yıllık bir
sürenin ardından 2015 yılının son ayında
faiz artırımına gitmiştir. Fed’in önümüzdeki
dönemde faiz artırımlarının ılımlı ve
kademeli bir şekilde gerçekleştirileceği
yönünde sinyal vermesi piyasaları bir miktar
rahatlatmıştır.
Ekonomik aktivitenin halen arzu edilen
seviyeye ulaşmadığı Euro Bölgesi ile
Japonya’da ise genişletici yöndeki para
politikalarıyla sorunlara çözüm aranmaya
devam edilmektedir. Geçtiğimiz yılın
genelinde, söz konusu ülkelerde bu yönde
adımlar atılmıştır.
Yönetim
Kurulu
Başkanı’nın
Mesajı
Ekonomik ve ticari
hayatın her aşamasında
katma değeri yüksek
ürün ve hizmetleriyle
lider bir duruş
sergileyen İş Bankası,
başta çevre coğrafyamız
olmak üzere yurt
dışında da Türk
girişimcisinin yanında
yer almaktadır.
2016 yılında, gelişmiş ülke merkez
bankalarının para politikalarındaki
ayrışmanın belirginleşmesi ile birlikte ABD
dolarındaki güçlü seyrin devam edeceği
öngörülmektedir. Küresel sermaye
akımlarının ise ABD’deki faiz artırım
kararının hızına paralel olarak şekilleneceği
tahmin edilmektedir. Diğer gelişmiş ülke
merkez bankalarının genişleyici yöndeki
para politikalarına ağırlık vermeleri
küresel likiditede Fed kaynaklı olarak
ortaya çıkabilecek sıkılaşmayı bir miktar
telafi edebilecektir. Öte yandan, küresel
likiditede olası bir sıkılaşmanın yanı sıra
artan jeopolitik risklerin özellikle dış
finansman ihtiyacı yüksek gelişmekte
olan ülkeler üzerindeki baskıyı artıracağı
öngörülmektedir.
Türkiye ekonomisi, 2015 yılında
iç talep kaynaklı ılımlı bir büyüme
kaydetmiştir.
Türkiye açısından 2015 yılı yoğun politik
gündeme ve bölgesel gelişmelere bağlı
olarak ekonominin gölgede kaldığı bir yıl
olmuştur. Tüm bunlara rağmen, Türkiye
ekonomisi ılımlı bir büyüme kaydetmeyi
başarmıştır. Bu dönemde iç talep
büyümenin temel kaynağı olurken, özellikle
enerji fiyatlarındaki düşüş paralelinde dış
ticaret açığının daralması ülkemiz açısından
önemli bir kırılganlık unsuru olan cari açığın
azalmasını beraberinde getirmiştir.