2013 YILINDA,
TÜRK BANKACILIK
SEKTÖRÜNDEKİ
BÜYÜMENİN EKONOMİDEKİ
BÜYÜME PARALELİNDE
HIZLANMASI
BEKLENMEKTEDİR.
2013 yılında iç talepte beklenen artış
paralelinde büyüme kompozisyonunda
net ihracat ile tüketim ve yatırım
harcamalarının katkısının daha dengeli
bir görünüme ulaşacağı öngörülmektedir.
İç talepte beklenen nispi canlanmanın
bankacılık sektörü kredi hacminin artışını
destekleyeceği, cari açıktaki iyileşmenin
ise bir miktar ivme kaybedeceği
düşünülmektedir.
Orta ve uzun vadede ise, özellikle
gelişmiş ülkelerde kamu borç stokunun
sürdürülebilirliğine ilişkin belirsizliklerin
varlığını sürdürdüğü, konut, kredi ve
işgücü piyasalarının istikrara kavuşamadığı
bir ortamda, ülke gruplarının ekonomik
performanslarındaki ayrışmanın süreceği
tahmin edilmektedir. Bu durum, Türkiye’nin
son dönemdeki makroekonomik performansı
ile birlikte değerlendirildiğinde, ülkemizin
dünya genelinde milli gelir sıralamasında
ön sıralara yükselmesi açısından önemli bir
fırsat penceresi sunmaktadır.
Türkiye ekonomisi dünya ekonomisindeki
belirsizliklerden finans, ticaret ve beklentiler
kanalıyla etkilenebilmektedir. Buna karşın,
kamu maliyesi açısından olumlu görünümü,
demografik açıdan avantajlı yapısı ve sağlıklı
bankacılık sisteminin etkisiyle Türkiye’nin
ayrışma sürecini başarılı bir şekilde
geçirebileceği düşünülmektedir.
2012 YILINDA TÜRK BANKACILIK
SEKTÖRÜ EKONOMİYE PARALEL
ŞEKİLDE VE BİR ÖNCEKİ YILA ORANLA
DAHA YAVAŞ BÜYÜMÜŞTÜR.
Bankacılık sektörü 2012 yılında bir önceki
yıla oranla daha yavaş büyümüştür. Büyüme
hızındaki ivme kaybını, resmi otoritelerce
uygulanan politikalar kapsamında ele
almak uygun olacaktır. Türk bankaları,
ekonominin büyüme açısından daha dengeli
bir yapıya sahip olmasını hedefleyen
politika tercihi doğrultusunda üzerlerine
düşeni yapmıştır. TCMB’nin 2012 yılının
ortalarına kadar sürdürdüğü sıkılaştırıcı
yöndeki para politikası uygulamaları
bankacılık sektörünün fonlama maliyetlerini
yükseltmiştir. Bu durum dış piyasalardaki
olumsuz görünümün sürmesi ve iç talebin
zayıf seyri ile birlikte plasman büyümesini
sınırlandırmıştır.
Türk bankacılık sektörünün en önemli
finansman kaynağı olan mevduatın artış
hızı önceki yıllara oranla yavaşlamıştır.
Mevduat artışının geçtiğimiz yıllara göre hız
kaybetmesinde ekonomideki yavaşlamanın
yanı sıra sektörün fonlama maliyetlerini
düşürmek, kaynakların vadesini uzatarak
bilançodaki vade uyumsuzluğunu azaltmak
ve fon kaynaklarını çeşitlendirmek amacıyla
alternatif kaynaklara yönelmesi de etkili
olmuştur.
2013 yılında, Türk bankacılık sektöründeki
büyümenin ekonomideki büyüme
paralelinde hızlanması beklenmektedir.
Önümüzdeki dönemde, özel tüketim ve
yatırım harcamalarının canlanacağı ve
TCMB’nin para politikası çerçevesinde
kredi faizlerinin mevcut düşük seviyesini
koruyacağı varsayımı paralelinde bankacılık
sektöründe kredi hacmi artışının da 2012
yılına kıyasla hız kazanacağı tahmin
edilmektedir.
Türk bankacılık sektörü güçlü bilanço
yapısı, deneyimli insan kaynağı, teknolojik
altyapısı, saygınlığı, güvenilirliği ve yenilikçi
yaklaşımıyla ülkemizin gelişmesinde temel
yapı taşlarından biri olmayı sürdürecektir. AB
ile karşılaştırıldığında, Türkiye’de bankacılık
sektörünün gelişimi açısından çok önemli
bir potansiyel mevcuttur. Diğer taraftan
sermaye piyasalarının derinleşmesi, kayıt
dışı ekonominin kayıt altına alınması ve
sektörün sahip olduğu dinamizm bankacılık
sektörünün uzun dönemde derinleşmesinde
ve büyümesinde rol oynayacak diğer
unsurlardır.
YÖNETİM KURULU BAŞKANI’NIN MESAJI
12
İŞ BANKASI
2012 FAALİYET RAPORU
1...,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13 15,16,17,18,19,20,21,22,23,24,...300