Türkiye'nin Bankası 2015 Faaliyet Raporu - page 182

Türkiye İş Bankası A.Ş.
31.12.2015 Tarihli Konsolide Finansal Rapor
182 İş Bankası
2015 Faaliyet Raporu
XVIII. Karşılıklar ve Koşullu Yükümlülüklere İlişkin Açıklamalar
Raporlama dönemi sonu itibarıyla, mevcut bir yükümlülüğün var olması ihtimalinin, böyle bir yükümlülüğün var olmaması ihtimalinden fazla olması durumunda finansal tablolarda
karşılık ayrılmaktadır. Raporlama dönemi sonu itibarıyla, mevcut bir yükümlülüğün var olmama ihtimalinin, böyle bir yükümlülüğün var olması ihtimalinden fazla olması durumunda ise,
ekonomik fayda içeren kaynakların çıkış ihtimali düşük olmadıkça, koşullu borçlara ilişkin açıklamalara dipnotlarda yer verilmektedir.
Geçmiş olaylardan kaynaklanan mevcut bir yükümlülüğün bulunması, yükümlülüğün yerine getirilmesi için ekonomik fayda içeren kaynak çıkışının muhtemel olması ve söz konusu
yükümlülük tutarının güvenilir bir şekilde tahmin edilebilir olması durumunda finansal tablolarda karşılık ayrılır.
Karşılık olarak ayrılan tutar, yükümlülüğe ilişkin risk ve belirsizlikler göz önünde bulundurularak, bilanço tarihi itibarıyla yükümlülüğün yerine getirilmesi için yapılacak harcamanın Ana
Ortaklık Banka ve diğer Grup şirketleri yönetimi tarafından en güvenilir şekilde tahmin edilmesi yoluyla hesaplanır.
Karşılığın, mevcut yükümlülüğün karşılanması için gerekli tahmini nakit akımlarının kullanılarak ölçülmesi durumunda söz konusu karşılığın defter değeri, ilgili nakit akımlarının bugünkü
değerine eşittir.
Yükümlülüğün yerine getirilmesi için kaynak çıkışı ihtimalinin bulunmadığı ve yükümlülük tutarının yeterince güvenilir bir şekilde ölçülemediği durumlarda yükümlülük “Koşullu
Yükümlülük” olarak kabul edilmekte ve bu konuda dipnotlarda bilgi verilmektedir.
XIX. Koşullu Varlıklara İlişkin Açıklamalar
Koşullu varlıklar, genellikle ekonomik yararların Ana Ortaklık Banka ve Grup şirketleri için giriş olasılığını doğuran, planlanmamış veya diğer beklenmeyen olaylardan oluşmaktadır. Koşullu
varlıkların finansal tablolarda gösterilmeleri, hiçbir zaman elde edilemeyecek bir gelirin muhasebeleştirilmesi sonucunu doğurabileceğinden, sözü edilen varlıklara finansal tablolarda
yer verilmemekte, öte yandan bu varlıkların ekonomik faydalarının girişleri olası ise, finansal tablo dipnotlarında bu konuda açıklama yapılmaktadır. Bununla birlikte, koşullu varlıklarla
ilgili gelişmeler sürekli olarak değerlendirmeye tabi tutularak, ekonomik faydanın girmesinin neredeyse kesin hale gelmesi durumunda ilgili varlık ve buna ilişkin gelir, değişikliğin
oluştuğu dönemin finansal tablolarına yansıtılmaktadır.
XX. Çalışanların Haklarıyla İlgili Yükümlülüklere İlişkin Açıklamalar
1. Kıdem Tazminatı ve İzin Hakları:
Ana Ortaklık Banka ve konsolidasyona dahil finansal kuruluşları (yurt dışı bağlı ortaklıklar hariç), ilgili mevzuat ve toplu iş sözleşmeleri uyarınca, emekli olan, vefat eden, askerlik hizmeti
nedeniyle işten ayrılan, ilgili mevzuatta belirtilen şekilde iş ilişkisine son verilen personel ile evlenmelerini müteakip bir yıl içinde kendi arzusu ile işten ayrılan bayan çalışanlara kıdem
tazminatı ödemekle yükümlüdür. Bu çerçevede, TMS 19 “Çalışanlara Sağlanan Faydalar” hükümleri çerçevesinde kıdem tazminatına ilişkin gelecekteki muhtemel yükümlülüğün bugünkü
değerinin tahmin edilmesi suretiyle karşılık kaydı gerçekleştirilmektedir. Oluşan aktüeryal kayıp ve kazançlar, TMS 19 standardı uyarınca özkaynaklar altında muhasebeleştirilmektedir.
Yurt dışında yerleşik olan bağlı ortaklıklarımızın faaliyet gösterdikleri ülkelerdeki yasal mevzuatlar kıdem tazminatı zorunluluğu getirmediğinden ilgili şirketler için karşılık yükümlülüğü
oluşmamaktadır. Kıdem tazminatı yükümlülüğü yanında, kullanılmamış izinler için de karşılık ayrılmaktadır.
2. Emeklilik Hakları:
Ana Ortaklık Banka çalışanlarının üyesi bulunduğu Türkiye İş Bankası A.Ş. Mensupları Emekli Sandığı Vakfı, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun geçici 20. maddesine göre
kurulmuştur. Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamında kurulmuş olan banka sandıklarının, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun geçici 23. maddesi ile kanunun yayımını izleyen üç yıl içinde
Sosyal Güvenlik Kurumu’na devredilmesi öngörülmüş, bu kapsamda 30.11.2006 tarih ve 2006/11345 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’yla da devre ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir. Buna
karşılık, devre ilişkin ilgili kanun maddesi, Cumhurbaşkanı tarafından 02.11.2005 tarihinde yapılan başvuruya istinaden Anayasa Mahkemesi’nin 31.03.2007 tarih ve 26479 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanan 22.03.2007 tarih ve E.2005/39, K.2007/33 sayılı kararı ile iptal edilmiş ve yürürlüğü kararın yayım tarihinden itibaren durdurulmuştur.
Bankacılık Kanunu’nun geçici 23. maddesinin iptaline ilişkin gerekçeli kararın Anayasa Mahkemesi tarafından 15.12.2007 tarih ve 26731 sayılı Resmi Gazete’de açıklanmasını takiben
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) yeni yasal düzenlemelerin tesisi yönünde çalışmaya başlamış ve TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilmesinin ardından, 08.05.2008 tarih ve
26870 sayılı Resmi Gazete’de 5754 sayılı “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”
yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Yeni kanun ile banka sandıklarının iştirakçileri ve aylık veya gelir bağlanmış olanlar ve bunların hak sahiplerinin herhangi bir işleme gerek kalmaksızın
ilgili maddenin yayım tarihinden itibaren üç yıl içinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na devredilmesi ve bu Kanun kapsamına alınması, üç yıllık devir süresinin Bakanlar Kurulu kararı ile en fazla
iki yıl uzatılabileceği hüküm altına alınmış, 09.04.2011 tarih ve 27900 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 14.03.2011 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile de bahse konu devir süresi iki yıl
uzatılmıştı. Bununla birlikte, 08.03.2012 tarih ve 28227 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6283 sayılı “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun” ile devir süresinin uzatımına ilişkin iki yıllık süre dört yıla çıkarılmıştır. Bahse konu devir süresi, 03.05.2013 tarih, 28636 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08.04.2013 tarihli
Bakanlar Kurulu Kararı ile bir yıl uzatılmış iken, bu defa, 30.04.2014 tarih, 28987 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 24.02.2014 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile bir yıl daha uzatılmıştır.
Öte yandan, 23.04.2015 tarih ve 29335 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6645 sayılı “İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun” ile 5510 sayılı Kanun’un geçici 20. maddesi değiştirilerek devir tarihini saptama yetkisi Bakanlar Kurulu’na bırakılmıştır.
Diğer yandan, 19.06.2008 tarihinde kanunun devir hükümlerini içeren geçici 20. maddesinin birinci fıkrasının da arasında yer aldığı bazı maddelerinin iptali ve yürürlüğün durdurulması
istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne Cumhuriyet Halk Partisi tarafından yapılan başvuru, adı geçen mahkemenin 30.03.2011 tarihli toplantısında alınan karar doğrultusunda reddedilmiştir.
Söz konusu Kanun’da;
• Sosyal Güvenlik Kurumu, Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, BDDK, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, her sandık için ayrı ayrı olmak üzere
hesabı yapılan sandığı temsilen bir ve sandık iştirakçilerini istihdam eden kuruluşu temsilen bir üyenin katılımıyla oluşturulacak komisyon tarafından, devir tarihi itibarıyla devredilen
kişilerle ilgili olarak sandıkların anılan Kanun kapsamındaki sigorta kolları bazında gelir ve giderleri dikkate alınarak yükümlülüklerinin peşin değerinin hesaplanacağı ve peşin değerin
aktüeryal hesabında kullanılacak teknik faiz oranının %9,8 olarak esas alınacağı
• Sandık iştirakçileri ile aylık ve/veya gelir bağlanmış olanlar ve bunların hak sahiplerinin Sosyal Güvenlik Kurumu’na devrinden sonra bu kişilerin tabi oldukları vakıf senedinde
bulunmasına rağmen karşılanmayan diğer sosyal hakları ve ödemelerinin, sandıklar ve sandık iştirakçilerini istihdam eden kuruluşlarca karşılanmaya devam edileceği
hususlarına yer verilmiştir.
Banka, yeni kanuna uygun olarak 31.12.2015 tarihi itibarıyla anılan sandık için aktüeryal değerleme yaptırmıştır. Anılan döneme ilişkin konsolide finansal tablolarda, söz konusu
aktüer raporunda belirtilen fiili ve teknik açık tutarı kadar karşılığa yer verilmiştir. Bahse konu aktüer raporunda kullanılan aktüeryal varsayımlara Beşinci Bölüm II.ğ.5.2 no.lu dipnotta
yer verilmiştir. Banka’nın yanı sıra Grup şirketlerinden Milli Reasürans T.A.Ş. ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A.Ş. de 31.12.2015 tarihi itibarıyla sandıkları için aktüeryal değerleme
yaptırmıştır. Milli Reasürans T.A.Ş.’nin aktüer raporuna göre hesaplanan fiili ve teknik açık tutarı kadar karşılık da cari döneme ilişkin konsolide finansal tablolarda yer almaktadır. Türkiye
Sınai Kalkınma Bankası A.Ş.’nin ise aktüer raporuna göre karşılık ayrılmasını gerektiren fiili ve teknik açık tespit edilmemiştir.
Ana Ortaklık Banka tarafından Türk Ticaret Kanunu ve Medeni Kanun hükümleri uyarınca kurulmuş olan Türkiye İş Bankası A.Ş. Mensupları Munzam Sosyal Güvenlik ve Yardımlaşma
Sandığı Vakfı’nın ise bugüne kadar herhangi bir açığı oluşmamış ve Banka tarafından bu amaçla bir ödemede bulunulmamıştır. Bu vakfın sahip olduğu aktifler, vakfın toplam
yükümlülüklerini karşılayacak düzeyde olup, Banka’ya ilave bir yükümlülük getirmeyeceği düşünülmektedir. Gruba dahil diğer finansal kuruluşlardan Anadolu Anonim Türk Sigorta
Şirketi, Milli Reasürans T.A.Ş. ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A.Ş. çalışanlarına ait munzam sandıklar için de aynı hususlar geçerlidir.
I...,172,173,174,175,176,177,178,179,180,181 183,184,185,186,187,188,189,190,191,192,...IV
Powered by FlippingBook