2009 Yılında Ekonomik Ortam
TÜRKİYE EKONOMİSİ
2009 yılının ilk çeyreğinde iç talebin zayıf seyrinin ekonomi üzerindeki olumsuz etkileri hissedilmiş olmasına rağmen, ikinci ve üçüncü çeyreklerde uygulanan vergi indirimleri özel tüketim harcamalarındaki daralmayı yavaşlatmıştır.
2009 yılında ekonomi daralmıştır.
Türkiye’de, global krizin olumsuz etkileri reel sektör üzerinde daha fazla hissedilmiştir. Türkiye’nin en büyük ihraç pazarı olan AB ülkelerinde talebin azalması, ihracatçı sektörlerde üretimin önemli ölçüde daralmasına ve istihdamın azalmasına yol açmıştır. Diğer taraftan global risk algılamasının artması da reel sektörün finansman koşullarını zorlaştıran bir unsur olmuştur.
Ülkemizde ekonomik öngörülebilirliğin azalmasının yanı sıra önceki kriz deneyimlerinin de etkisiyle 2009 yılında üretim, tüketim ve yatırım kararları ertelenmiştir. Türkiye ekonomisi 2009 yılının ilk çeyreğinde %14,7, ikinci çeyreğinde %7,9, üçüncü çeyreğinde %3,3 daralmış, 2009 yılının ilk dokuz ayı itibarıyla ekonomideki daralma %8,4 düzeyinde gerçekleşmiştir.
2009 yılının ilk çeyreğinde iç talebin zayıf seyrinin ekonomi üzerindeki olumsuz etkileri hissedilmiş olmasına rağmen, ikinci ve üçüncü çeyreklerde uygulanan vergi indirimleri özel tüketim harcamalarındaki daralmayı yavaşlatmıştır.
Cari açık, dış ticaret açığındaki daralmaya bağlı olarak yıl genelinde gerilemiştir. Cari açığın finansmanı incelendiğinde ise, Türkiye’ye yönelik sermaye girişlerinin geçen yılın oldukça altında kaldığı görülmektedir.
TCMB’nin Kasım 2008’de yapmaya başladığı indirimlerle kısa vadeli faiz oranları %16,75 seviyesinden %6,50 seviyesine kadar çekilmiştir.
2009 yılında bütçe gerçekleşmeleri bir önceki yıla kıyasla olumsuz bir performans sergilemiştir.
Harcamalar tarafında yılın ilk çeyreğinde cari transferlerin hızlı artış kaydetmesi, gelirler tarafında ise ekonomik faaliyette meydana gelen daralmanın sonucunda vergi gelirlerindeki artışın sınırlı kalması 2009 yılı bütçe gerçekleşmelerine olumsuz etki eden başlıca unsurlar olmuştur.
2009 yılında iç talep koşullarındaki zayıflama enflasyon üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturmuştur.
2009 sonu itibarıyla yıllık artış TÜFE’de %6,53; ÜFE’de ise %5,93 düzeyinde gerçekleşmiştir. 2010 yılında, baz yılı etkisinin yanı sıra başta petrol olmak üzere emtia fiyatlarındaki dalgalanmaların enflasyona yansıyabileceği düşünülmektedir.
2009 yılında TCMB politika faiz oranlarını düşürmüştür.
TCMB’nin Kasım 2008’de yapmaya başladığı indirimlerle kısa vadeli faiz oranları %16,75 seviyesinden %6,50 seviyesine kadar çekilmiştir. Kısa vadeli faiz oranlarının hızla düşürülmesinde zayıf talep ve istihdam koşulları ile global ekonomiye ilişkin belirsizlikler önemli bir rol oynamıştır.