2009 Yılında Ekonomik Ortam
2010 YILI BEKLENTİLERİ
2010 yılında ekonomik toparlanmanın yavaş ve kademeli olacağı varsayımı altında enflasyonist baskıların zayıf kalacağı tahmin edilmektedir.
Açıklanan veriler Türkiye’de ekonomik daralmanın hız kestiğine işaret etmektedir.
2009 yılının ikinci yarısında yayımlanan veriler, Türkiye’de ekonomik daralmanın hız kestiğine işaret etmektedir. Ancak, yurt içinde reel kesim ve tüketici güven endekslerinin zayıf seyri ile global düzeyde küresel krizden çıkışın yavaş olacağına ilişkin beklentiler, önümüzdeki dönemde Türkiye ekonomisindeki iyileşmenin de tedrici olacağına işaret etmektedir.
2010 yılında Türkiye ekonomisinin büyüme hızında başta Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere Türkiye’nin ana ihraç pazarlarındaki gelişmelerin de etkili olacağı düşünülmektedir. Türkiye ekonomisinin 2010 yılında %3,5 oranında büyüyeceği tahmin edilmektedir.
2010 yılında ekonomik toparlanmanın yavaş ve kademeli olacağı varsayımı altında enflasyonist baskıların zayıf kalacağı tahmin edilmektedir. Enflasyonist baskıların azalmasına bağlı olarak 2010 yılının ilk yarısında faiz oranları mevcut tarihi düşük seviyelerde kalabilecek, yılın ikinci yarısından itibaren ise ekonominin kaydedeceği toparlanma hızına bağlı olarak politika faiz oranlarında kademeli artırım gündeme gelebilecektir.
Türkiye’nin kredi notunda görülen iyileşme yabancı sermaye akımlarında artışa neden olacaktır.
Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF), 2010 yılında gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarında önemli artış beklemektedir. Türkiye’nin, kredi notundaki iyileşmenin de etkisiyle, uluslararası sermaye akımlardan daha fazla pay alabileceği tahmin edilmektedir. Cari açığın önceki yıllara kıyasla daha düşük düzeyde olması da dikkate alındığında, önümüzdeki dönemde Türk Lirası üzerinde önemli baskı yaşanmayacağı öngörülmektedir.
2010 yılında bankacılık sektörünün kredi hacminde artış beklenmektedir.
Global risk algılamalarındaki göreceli iyileşmenin yanı sıra TCMB’nin faiz oranlarını bir süre daha düşük seviyelerde tutacağı yönündeki tahminler dikkate alındığında, önümüzdeki dönemde bankacılık sektörünün kredi hacminin artmaya devam edeceği düşünülmektedir. Ancak, reel sektörün yatırım eğilimindeki zayıflık ve istihdam piyasasındaki olumsuzluklar nedeniyle bu artışın tedrici olacağı tahmin edilmektedir.